9 Şubat 2013 Cumartesi

HOŞGELDİMM:)

Dokuz ay hamile kaldıktan sonra ,kokulardan tatlara herseyi farklı algılamaya,önün sıra giden bir yuvarlacık şişkinlikle paytak paytak yürümeye ağır hareket etmeye ve daha evvel hiç bilmediğin rüyalar görmeye alıştıktan sonra bir sabah uyanıp da bedenini düzleşmiş,incelmiş,yeniden yoğrulmuş bulmak müthiş bir dönüm noktası.Bir günde bir operasyonda.Bebeğin doğumuyla anne sevincinden uçuyor elbette.Ama bu arada bedeni keskin bir altüst oluş yaşıyor.Ve henüz toparlanmaya fırsat bulamayan bedene hızla yeni görevler yükleniyor .Postnatal aşama "artık" ile "henüz" arasında bir noktanın adı. Artık hamile olmayan ama heüz anne olduğunu tam anlamıyla idrak edemeyen kadının arada kalmışlığı,sıkışmışlığı,kafa karışıklığı.Bir eşik. Araftan bir kesit belki de.

İşte böyle anlatmış Elif Şafak" Siyah Süt" kitabında loğusalık dönemini.Bende tam bu eşikten geçtiğimi umarak 40.günümde yazıyorum bu yazıyı.

Kırkını çıkarmak sadece bebekler için değil,anneler içinde esas.Kırk muhakkak sembolik bir sayı,kimi bir hafta da kimi bir ayda ama mutlaka çıkar bu kırk dediğimiz şey.

Aslında kırk çıkarmak  hayata tekrar katılmaktır.Yeniden hayata katıldığımı umarak" HOŞGELDİN DÜNYAYA " diyorum.