26 Mart 2013 Salı

ARAP KURABİYE




Kahve içmeyi çok severim.Yanında kurabiye,çikolata ve sevdiklerim olursa değmeyin keyfime.Bugün tam bu keyfe yaraşır bir kurabiye tarifim var.Demet'in bahsettiği tarifi hemen denemek istedim.Zira içinde haşlanmış yumurta olması ilginçti.Siz de bir kahveseverseniz durmayın deneyin..





Malzemeler:

Hamuru:

  • 3 haşlanmış yumurta sarısı
  • 1 paket oda sıcaklığında margarin
  • 1 vanilya
  • Alabildiğine  un
Üzerine:
  • yarım su bardağı kakao
  • yarım su bardağı pudra şekeri
  • yarım su bardağı nesquik
  • 1 yemek kaşığı Türk kahvesi
*Orjinal tarifte türk kahvesi yok ben ekledim,yakıştığını düşünüyorum.Ayrıca unuttuğumu düşünmeyin bu kurabiye de kabartma tozu yok.

Hazırlanması:
  • Yumurta sarılarını iyice ufalayıp margarin ve vanilyayı ekleyin.
  • Unu ekleyip şekil verilebilecek bir hamur elde edin ve yuvarlayın.
  • 175 derecede 15-20 dakika pişirin.
  • Bir tarafta pudra şekeri,kakao,nesquik ve kahveyi karıştırın.
  • Fırından sıcak çıkan kurabiyeleri bu karışıma bulayın ve servis edin.
Afiyet Olsun..


21 Mart 2013 Perşembe

DÜNYA DOWN SENDROMU GÜNÜ



21 Mart Dünya Down Sendromu günü,evet ben de yeni öğrendim ve paylaşmak istedim.Bu güne bu çocuklara farkındalığımız az da olsa artsın diye..


Down sendromu nedir?

Down sendromu, Trizomi 21 ya da Mongolizm; genetik düzensizlik sonucu insanın 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom bulunması durumu ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan tabloya verilen isimdirdown sendromu
Down sendromu vücutta yapısal ve fonksiyonel değişiklikler ile karakterize edilir. Vücuttaki küçük ve büyük farklılıkların kombinasyonu yapısal olarak sergilenir.
Down sendromu sık sık zihinsel kavramadaki bozukluklar ve fiziksel gelişimin tipik yüz görünümü gibi farklı olmasıyla ilişkilendirilir. Çoğunlukla hafif veya orta seviyeli öğrenme güçlüğü gibi sorunlar taşır.
Down sendromu gebelik sırasında ya da doğumda tanımlanabilen bir rahatsızlıktır. Down sendromuna her 800 ile 1000 doğumda 1 oranında rastlanır; istatistikler anne yaşının artışıyla bu oranın yükseldiğini göstermiştir, diğer etkenlerin payı küçüktür.
Down sendromunun tipik yüz siması, normal kromozom sayısında sahip olan bazı insanlar da görülebilir. Ancak Down sendromunda buna ek olarak; el ayasında çift yerine tek derin olarak bulunan avuç içi çizgisi, epikantik katlanmanın neden olduğu badem biçimli göz, palebral yarık, düşük kas tonusu, ayak baş parmağıyla ikinci parmak arası daha büyük bir boşluk ve sarkık dil morfolojisi görülebilir. Bu semptomların hepsi görülecek diye bir kural yoktur, bazıları olup bazıları olmayabilir. Down sendromunun sağlığa getirdiği sorunların başında ise konjenital kalp yetmezliği riskleri, gastroözafagal reflü hastalığı, tekrarlayan kulak enfeksiyonları, obstürktüf uyku apnesi ve tiroid bozuklukları riskleri sayılabilir.
Çocukluğun erken dönemlerinde sağlanacak olan aile ve tıp desteği ile erken müdahale sayesinde Down sendromlu insanlar destekle toplumla bütünleşik bir hayat kurabilirler.


Down sendromu hastalığının tanımlanışı

Down Sendromu ilk kez İngiliz hekim John Langdon Down tarafından 1866'da sistematik bir şekilde sınıflandırılmış ve sendrom olarak tanılanmıştır. Sendrom, doktorun ismi olan "Down sendromu" olarak söylenmeye başlamıştır. 1959'da Jérôme Lejeune tarafından 21. kromozomun trizomisi olduğu tanımlanmıştır.

Down sendromu hastalarının görünümleri

Bu bebekler doğduklarında farklı bir yüz görünümleri vardır. Başları ufak, art kafa yassı, ense kısa ve geniştir. Burun kökü yassı, kulaklar kafada normalden düşük bir seviyede durur ve gözler birbirinden ayrık ve çekik görünür. Dil, normal konuşmayı önleyecek kadar genişlemiştir. Ensede genellikle boğumlar vardır. Bu bebeklerin tonusları (vücut gerginliği) düşüktür. Geniş el, kısa ve tombul parmak ve sıklıkla avuç içlerinden birinde ya da ikisinde "Simian çizgisi" denilen tek bir çizgi vardır. Ellerin serçe parmakları genellikle içe doğru kıvrımlıdır. Vücut kısa ve tıknazdır. Çocukluk dönemlerinde solunum hastalıkları, kalp bozukluklarına rastlanabilir. Yaşam süreleri geçmiş yüzyılda düşük seyretmişken günümüzde gelişen tıp ve iyi bakım sonucunda bu yaş ortalama DS'lu kişi ömrü 50 yaş civarında seyretmektedir.

Down sendromu hastalığının nedeni nedir?

Sağlıklı bir insanın vücudundaki her hücrede 46 tane kromozom vardır. Oysa Down sendromlu bebeklerin hücrelerinde toplam 47 kromozom bulunur. Karyotipleri 47, XX+21 (dişi) ya da 47, XY+ 21 (erkek) şeklinde gösterilir. Yani fazladan bulunan kromozom vücut kromozomlarının yanında bulunur. Bu kromozom fazlalığının neden kaynaklandığı tam olarak bilinmese de, 35 yaşından sonra doğum yapan kadınların çocuklarında görülme olasılığı yüksektir. Bunun nedeni kromozom ayrılmalarının ileri yaşlarda daha düzensiz olmasından kaynaklanmaktadır. Bununla beraber, hücre bölünmesi sırasında meydana gelen ayrılmamalar da bu hastalığın sebeplerinden olabilir. Down sendromunun epidemiyolojisi her canlı 800-1000 doğumda 1 Down sendromlu doğum oran olduğunu göstermiştir.


20 Mart 2013 Çarşamba


PATLICAN AŞI



Anne olmak,artık annem gibi yemek yapabilmekti. Bu yüzden

annemle bu ara bulduğum her fırsatta yöresel lezzetleri birlikte yaparak öğrenmeye çalışıyorum.Damak hafızamdaki bütün yemekleri unutmamak üzere kaydediyorum.







Malzemeler:
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 1 adet soğan
  • 1 çay bardağı kurutulmuş patlıcan
  • 4 adet dilim kurutulmuş domates
  • 2 adet kurutulmuş biber
  • 1 tatlı kaşığı biber salçası
  • zeytinyağı
  • yarım limon suyu
  • tuz, kırmızı toz biber

Öncelikle patlıcan ve biber kurusu sıcak suda yarım saat haşlayın,açılması sağlayın.Domates kurusu ise sıcak suda bir süre yumuşamaya bırakın.

Soğan doğranıp zeytinyağında kavurun.Üzerine doğranmış biber ve domates kurusunu ekleyin.Salçayı ekleyin.Bir süre karıştırılarak pişirin.Patlıcanları ekleyin  karıştırın ve pirinci ilave edin. Limon suyunu ekleyin. 3 çay bardağı suyla pişmeye bırakın.

*Patlıcanlar yarım saat haşlandıktan sonra suyunu dökün sıcak su ekleyip biraz daha bekletin.Suyunu sıkarak kullanın.
 Eşim gerçekten çok beğendi,denemenizi tavsiye ederim.
Afiyet Olsun..

16 Mart 2013 Cumartesi

KUMAŞ BEZLER

Hamilelik sürecinde bebeğim için en sağlıklı en doğru ürünleri ararken karşılaştım kumaş bezlerle.Herkes gibi benim kafamda da bir çok soru vardı.Bu sorulara yazısıyla çok güzel cevap vermiş sevgili Kamer.Sizin de kafanızdaki sorular cevap bulsun diye paylaşıyorum. Buyrun okuyalım:))
 Paylaşım için teşekkürler Kamer:)

Seda




Bir çok anne daha sağlıklı ve doğa dostu olması sebebiyle eskiden olduğu gibi kumaş (yıkanabilir) bebek bezleri kullanmaya başladı. Allah'tan şimdikiler öyle akşamdan suya atılıp sabah kaynatılan cinsten değil; makineye atılabilir cinsten. 

Ben kızım 2 aylıkken kumaş bez kullanmaya başladım. Tatil ve yolculuklarda bez yıkamak zor olacağından yine hazır bez kullanıyorum. Piyasada mısır ve pamuktan, saf selülozdan yapılmış doğal hazır bezler de mevcut. Alışılagelmiş ve televizyonda reklamını görebileceğiniz diğer bezler ise genelde petrol yan ürünü. 

Kumaş bezleri kullanma sebeplerimi önem sırasına göre sıralayacak olursam: sağlıklı olması, pişik yapmamasıtuvalet eğitimini kolaylaştırmasıdoğa dostu olması ve ekonomik olması... Öyle ama aslında samimi olmak gerekirse temelde sebep diğer hazır bezlerin petrol ürünü olması ve doğal liflerden yapılmış hazır bezlerin fiyatlarının el yakması.

Dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus var. Yıkanabilir bebek bezleri doğal, sağlıklı diye piyasaya sunuluyor tamam ama ne yazık ki piyasadaki kumaş bezlerin bir çoğunda da polyester karışımı var. Dışlarındaki su geçirmez kumaşlar da genelde poliüretan. 

Öte yandan polyester karışımlı bezler daha çabuk kurudukları için daha çok tercih edilebiliyor. Pamuk ve özellikle bambudan yapılan kumaş bezlerin kuruması ise epey zaman alıyor. Benim kendimce çözümüm aşağıdaki fotoğrafta olduğu gibi polyester karışımlı bezlerin üzerine pamuk ara bezler koymak oldu. 






Pamuk ara bez kullanmanın bir diğer avantajı da kakayı akıtmasının daha kolay olması. Bezin tamamından kakayı akıtmaktansa, ara bezden akıtmak çok daha kolay. Ayrıca pamuk bezi suda bekletebilirsiniz. (Yeni nesil kumaş bezlerin suda bekletilmesi kumaş yapılarını bozduğundan tavsiye edilmiyor)

Kumaş bezlerinizin sayısına göre ne sıklıkta yıkama yapacağınız değişebilir.Ancak yine de tavsiye edilen bu bezleri iki günden fazla kirli olarak bekletmemeniz. 

Yeni doğan bebekte yıkanabilir bebek bezi kullanmak zor olabilir. Ben lohusayken bir de kumaş bezleri yıkamak derdi çıkmasın diye kullanmadım. Ayrıca satın aldığım kumaş bezlerin hepsi bebek büyüdükçe boyu ayarlanan one-size-fits-all tarzı olduğundan minik bebeğime çok büyük geldiler. Yeni doğanlar için tasarlanmış kumaş bezlere de ekstra masraf yapmak istemedim ve pamuktan yapılmış hazır bezler kullandım.

Gece ve gündüz için ayrı bezler kullanıyorum. 

Gündüz kullandığım bezler bacak arası daha darçıt çıtlı ve çabuk kuruyan cinsten. Bacak arasının dar olması çocuğun hareketini kolaylaştırıyor. Çıtlı çıtlı olması bebeğin bir ihtimal istemediğiniz bir zamanda bezini çıkartmasını engelliyor. 

Gece kullandığım bezler daha büyükgeniş, cırt cırtlı ve bambu. Bambu biraz ağır ancak emiciliği çok yüksek. Gece boyunca bebeğin yaptığı bütün çişi emiyor. Büyük ve hantal olması da sızdırmaması için ekstra avantaj sağlıyor. Bambu geç kuruyor ancak bunlara yalnızca gece ihtiyaç olduğu için her zaman en az bir tane yedek oluyor. 

Kumaş bezleri doğal malzemelerden üretilmiş deterjanla yıkamak gerekiyor. Ben boraks kullanıyorum başka bir deterjana ihtiyaç kalmıyor. Bezler çok lekeli ise veya beklemiş ise çamaşır sodası ile ön yıkama yapıyorum.

Reklamı yapılan ve markette satılan diğer deterjanlar veya yumuşatıcılar bezleri bozuyor ve su geçirmezliğini azaltıyor

Son olarak kumaş bezlerinizi dezenfekte etmek için en iyi mikrop kırıcı işlem öğle vakti rüzgarlı ve güneşli havada dışarıda kurutmak


http://www.annenotlari.com/oku/7963/kumas-bezler-nedenler-cesitler-tecrub

5 Mart 2013 Salı

ISPANAKLI KİŞ TARİFİ

                                                       



    Ispanak mevsimi gelir de akla ıspanaklı lezzetler gelmez mi?Bugün ıspanaklı mini kişler hazırladım.Kahvaltı sofraları için güzel bir tarif oldu.Deneyenlere afiyet olsun diyorum ve tarife geçiyorum:


ISPANAKLI MİNİ KİŞLER

Malzemeler

  • 2 yumurta
  • 100 gr tereyağ
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı yoğurt
  • Yarım paket kabartma tozu
  • 3,5-4 su bardağı kepekli un
  • 1,5 tatlı kaşığı tuz



İç Malzemesi

  • 400 gr ıspanak
  • 1 su bardağı beyaz peynir
  • 2 yumurta
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 tatlı kaşığı pulbiber






Ispanaklı Kiş Nasıl Yapılır?

  • Sıvıyağ,yoğurt,yumurta,kabartma tozu,tuza terayağ ve un ekleyerek yoğurun.
  • Hamuru ikiye bölün.un serptiğiniz tezgahta hamurun ilk parçasını alın.Üzerini de unlayıp merdane yardımıyla yarım santimden daha ince olacak şekilde açın.
  • Orta boy bir çorba kasesi ile ağız kısmını kullanarak hamurdan yuvarlaklar kesin.
  • Hamurları muffin kalıplarına yerleştirin.
  • Ispanakları ince ince kıyın.üzerine kaynar su döküp 3-4 dakika bekletin ve üzerine soğuk su gezdirerek pişmesini durdurun.Elinizle hafif sıkarak fazla suyunu alın.İçine peynir,karabiber,pulbiberekleyip harmanlayın.2 yumurtayı kırıp karıştırın.
  • Kesip yerleştirdiğiniz hamurların ortasına bu harçtan doldurun.
  • Önceden ısıtılmış 190 derecelik fırında üzerleri kızarana kadar pişirin.
  • Sıcak sıcak servis yapın.
NOTLAR:Daha geniş bir tepsiyle de yapabilirsiniz.İçlerini çok fazla doldurmayın akabilir.